24 Haziran 2013 Pazartesi

Çelik yürekli adam

06:47 25.06.2013
Tam 1 ay 1 gün anısına

Seviyorum.. Onun beni sevdiğinden kat kat fazla seviyorum
ama benim sevgim ona ağır gelir;
bunu göstermiyorum ve hiç bir zaman göstermeyeceğim
biliyorum ağır gelir eminim bundan çünkü ben bu güne kadar neyi sevdiysem
kalmayı değil gitmeyi tercih ettiler, bunu yaptılar.. yaptırdılar.. yapmak zorundaydılar.. belki de...
sertleşti, nasırlaştı yüreğim çelik gibi oldu ne bir gitmenin karşısında eğilip bükülür;
nede aşkın o tarif edilemez ateşinde erir.
Gurur ile işlenip inatla dövülmüş bir yürek benimkisi
ona hiç bir zaman söylemeyeceğim onu ne kadar sevdiğimi.. bu benim hatam olur
ben neyi sevdiysem gitti, o yüzden uzak duruyorum sevdiğim çoğu şeyden
artık eskisi kadar kahve bile içmiyorum
güneşin doğuşu da tat vermiyor artık
korkardım karanlıktan ve artık geceleri yürüyen bir adam oldum çıktım
dedim ya sevdiğim herşeyden uzak duruyorum artık
ona da uzağım.. uzak olmak zorundayım.. çünkü yanımda..
varsın o da gitsin sorun değil ama;
daha ödemem gereken taksitleri var be.
savaşa benzetiyorum bu aşkı,
yüreklerin çarpıştığı, dayanıksızların kaybettiği bir savaş ve bu savaşta benim adım
çelik yürekli adam;
sende gideceksin birgün, çekilmez bir insanım ben dayanamaz herkes
annem bile öyle diyor.
biliyorum sende gideceksin ve o gün ben elimde bir şişe şarap
ve bir sigarayla seni izliyor olacağım
gitmeni istemiyo olucam, sana deli gibi aşık olucam
sensiz yapamayacağımı biliyorum, sadece alışmaya çalışıcam
sana, yokluğuna...
sessizce "gitme !" diye çığlık atıcam, "bir adım daha atma dur orda beni böyle bırakma"
"seninle olan binlerce hayalim var benim" "ve sana ihtiyacım var, ömrümün sonuna kadar"
ama tabiki o bunların hiç birisini duymayacak..
içimde fırtınalar kopmasına rağmen
susucam, ve gitmene izin vericem
sigaramdan son bir duman daha çekip
sadece ardından adımlarını sayacağım.



1 Haziran 2013 Cumartesi

Hoş geldin hayatıma

Açıkçası neye inanacağımı bile unutturmuştu bana. İçinde bulunduğum durum girdap gibi git gite derine çekiyordu, girdabın en dibinde bir yalnızlık bileklerimden kavramış kendini bana bağlamıştı. Binlerce beyazın içinde simsiyah bir gölge gibi geziyordum artık. Belki suçlusu bendim, belki beni böyle yapmışlardı, sıcacık bir kalbi bir demirci gibi döve döve soğutmuşlardı taş gibi sert çelik gibi bükülmez hale getirmişlerdi belki, belki böyle yaratılmıştım yaratıcım bunu istiyordu ama hep belki, belki, belki... Artık belkilerde benimle beraber olmuştu her gece yatağımda seviştiğim binlerce belkim vardı. Tek tek söz veripte bırakamadığım. Bu içinde bulunduğum durumu birisine mâl etmeliydim kafayı yemeden önce. Ben böyle yaratılmışım en güzel cevaptı içimi rahatlatmaya. Taa ki "Beni neden böyle yarattın?" sorusuna kadar. Günlerce aylarca kızdım yaratana, nefret ettim, küstüm, küfürler yağdırdım peşine ama olmuyordu hiç bir cevap yoktu. Ben onunla konuşuyordum ama pek dinlediğini zannetmiyorum. Yılmadım her gece ona uzandım, her gece onu rahatsız ettim bıkmayacaktım bir gece ondan borç istedim seni ve bir gün cevap verdi bana. Cehennem ateşinin içinden ufak bir serinlik lutfetmişti bana. Bir kor gibi yanan ruhuma kendi nefesinden bir serinlik verdi. Aslında hiç konuşmadığını duymuştum tanrının ama bana ne demek istediğini anlıyordum. Duymuyordum ama anlayabiliyordum. Her gece haykırışlarımdan rahatsız olacak ki sonunda beni susturmak için onu gönderdi bana ve dedi ki ardından; İşte senin anahtarın, biliyorum biraz uzun sürdü ama buna değeceğinden şüphen olmasın. Kendi içinde kurduğun ufak kraliyetinde işte senin kraliçen. Beraber koşabileceğin, seni içine çeken girdaptan ona sarılarak kurtulabileceğin, ufak bir sandalla okyanusları aşabileceğin tek başınıza tüm güzellikleri fethedebileceğin, bin bir parçaya ayrılmış ruhunun tek toplayıcısı. Sana borç veriyorum bunu, bir gün geri alacağım ve o güne kadar yaşadığınız tüm güzel anılarınız bana ödeyeceğin taksidin olacak. Unutma ben zar atmam ve neden bu kadar uzun sürdüğünü soracak olursan, senin için en mükemmeli biraz zamanımı aldı. Buydu işte, sonunda kazanmıştım ve hoş geldin sevgilim harap ve bitap şehrime, tut elimi, hadi artık inşa etmemiz gereken geç kalınmış binlerce hayalimiz var.