1 Ocak 2013 Salı

Kırık Duvar

Baktığımda sadece bir duvar gibi gözüküyordu. Ardını göremediğim, bilmediğim, duyamadığım binlerce hikayeyle dolu bir duvar. Sarmaşıklarla kaplı, taşlarından birkaçı kırılmış, yosun tutmuş birazda ürkütücü bir duvar gibiydi. Ardına bakamadığım. Her gece o duvarın dibine oturur sigara içerdim. Ne olduğunu bilmezdim ama güven verirdi o duvar bana. Sırtımı bir duvara değil de bir dağa yaslıyormuş gibi olurdum. Nedendir bilmezdim ama güven verirdi o duvar. Sanki gelecek bütün zararların önüne geçebilecekmiş gibiydi. 10 sene önce fark etmiştim bu duvarı Hayal meyal hatırlıyorum . 8 yaşındaydım galiba. Bir sürü insan vardı duvarın arkasında, ağlama sesleri geliyordu. Dolandım arka taraftaki kapıdan girdim. Gittim oraya. Annem de oradaydı siyah bi eşarp takmıştı, ağlıyordu. Anlam verememiştim. Annem neden ağlıyordu. Yanına gidip sarıldım. Oda sarıldı. Sonra birisi beni dışarı çıkarttı. Mahallemizin en sonundaki bakkal Reşat amcaya gittik. Bi amca bana bir sürü yiyecekler aldı ve hadi arkadaşlarının yanına git dedi. Çok mutlu olmuştum. Amca diye bağırdım arkasından "Ne oldu çocuk" dedi "Bu şekeri anneme götürürmüsün? Ağlamasın. Oda mutlu olsun" dedim. Aldı şekeri ve gülümsedi "Hadi.. Arkadaşlarını bekletme" dedi ve gitti. Bir daha görmedim o amcayı. Sigaram bitiyor.. Neyse babacım ben kalkayım. Annem evde yalnız. Korkmasın. Oğlun emanetine hep sadık kalacak merak etme sen. Nur içinde yat baba. Ben her akşam uğrarım yanına. Bak oğlun hep yanında.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder